28 Ekim 2015 Çarşamba

GELİRSEN EĞER

 Bak ben şair değilim, öyle çok şiir de bilmem ama cebimde kalan son parayla sigara yerine çiçek alabilirim. Eylülde ki hüzün de benim ocaktaki soğuk da, bi' demlik çayda. Sık sık sevdiğimi söylerim, sanırım bu yüzdendir hep kaybedişlerim. Sahile karşı çok of çektim, çok taş sektirdim. Dedim ki gelişi öyle güzel olacak ki darmadağın edecek yüreğimi, çöllerden okyanuslara dönecek bahtım. Çünkü şuan bedbahtım.

Sitemim beklediğimden değil, bulamadığımdan. Ya da bulduğumda saramadığımdan. Geçmişini silemem belki ama geleceğini değiştirebilirim. Başına bir şey gelse ilk ben geleceğim, gelirim. Gelirsen eğer duvarın olurum, ister ağla, ister dayan. Gelirsen eğer ne sen sen, ne de ben ben olurum, biz oluruz. Belki bir şiir, belki de bildiğimizi okuruz…


21 Mayıs 2014 Çarşamba

Lunapark

  Sahi lunapark sevmeyen insan olur mu? yada çocuk. Her zaman sevdim ve 70 yaşında olsam da seveceğime eminim. Ben hiçbir zaman lunaparktaki bütün oyuncaklara binemedim, çünkü o kadar param olmadı hiç. Babam memur, e haliyle zengin değiliz. Dededen kalama birşey de yok. Yani hiç bir zaman doyamadım, hevesimi alamadım. 

  Benim için sevmek, lunapark gibi. Ne kadar seversem seveyim param az bir kere, hemen bitiyor jetonlar. Kursağımda kalıyor hevesim, sevgim, kıskançlığım, güvenim. bunu da dün küçük kardeşim söylemişti, "keşke babamın bir lunaparkı olsa..." sanırım bu benim içinde geçerli. Teşekkürler.


8 Mayıs 2014 Perşembe

Ne zaman Geleceksin?

  Bekle bekle bi hal oldum. En doğrusu beklemek o seni bulur diyorlar. ''NAH'' diyor sanki hayat, zaten sınavlar da var bir sürü. Canım çok sıkkın, sende gelmiyorsun. Zaman geçtikçe uzaklaşıyor muyum senden yada daha mı yaklaşıyorum. Sende benim gibi bekliyorsun belkide. Ama sende beklersen birbirimizi bulamayız ki.

Acaba filmlerdeki gibi kitaplarını mı düşürmeli miyim? Oda olmaz daha kim olduğunu bile bilmiyorum. Gece saat 12:30 ve daha erken benim için, sigaramda bitti. Her gece bugün erken yatıcam diyorum olmuyor. bu biraz günlük gibi oldu sanırım. Buda böyle olsun. Bekliyorum bak ona göre, çok bekletme beni. Teşekkürler.


6 Mayıs 2014 Salı

KİM MİYİM?

Merhaba,
  ben Muhammed Fatih Kapkara. 22 Ağustos 1995'de Samsun/Çarşamba'da doğmuşum.


1996

Doğduğumdan hemen sonra Denizli'ye taşınmışız, sanırım 11 yaşına kadar Denizlinin ilçelerindeydik. Babam Cezaevi Vaizi yani memur, daha önceleri din görevlisiydi. Yıllarca tayini nereye çıktıysa oraya gittik. Bu yüzden çok arkadaşım oldu fakat sayılı dostum var. Nerede kalmıştım, evet 11 yaşından sonra babamın tayininin belkide 5. çıkışıydı ve Denizli merkeze yerleştik. 8. sınıfa kadar orada okudum. Derslerim okul hayatım boyunca ne zayıftı ne pekiyi birkaç tane takdirim var gerisi ya teşekkür yada zayıfsız bir karne. 


Babam yurt dışı sınavlarına girdi ve kazandı o zaman 14 yaşındaydım. Hala çocuktum ve Almanya/Saarbrücken'e taşındık. Babam 4 yıl görev yapacaktı. Tamamen yeni bir hayat, etrafında dilini bilmediğin bir sürü insan. İlk başlarda zor geldi ama insan neye alışmıyor ki? Tam 2.5 sene Almanya'da okudum ve Almanya'nın ilkokulunu bitirmiş bulunuyordum. Liseye başlayamazdım, çünkü babamın 1.5 yılı kalmıştı ve geri dönecektik. Beni İstanbul'a gönderdi, ve orada lise 2'den devam ettim.

2011

İstanbul hayatımın dönüm noktası oldu diyebilirim. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu orada öğrendim. Bir sene kaldım İstanbul'da ama ne bir sene. Gerçekten yaşamayan anlamaz, orada tüm duygular bambaşka. Babam beni tekrar Almanya'ya aldı, orada bir okul varmış daha avantajlıymış, bu yabancı öğrenci olayları işte. Tabi bu sürece kadar babam ne derse o oldu, bana soran kimse olmadı, biliyorum beni düşündükleri için yapıyorlar ama bende gencim tabii kanım kaynıyor.


Ve nihayet babamın görev süresi doldu. Denizliye tekrar geldik. Ben artık o eski fatih değildim, görmüştüm, artık kendimi ifade edebiliyordum ve sakallarımda yavaş yavaş çıkıyordu. Babamla sık sık tartışırdık. Aslında doğrularımız aynı ama yinede anlaşamıyoruz orası ayrı. Okuduğum okul açık öğretim olduğu için evde boş kalmıştım. Bir iş bulmam lazımdı ve amcamlar ile birlikte İnşaata başladım. Ekmek parası nede çok zor kazanılıyormuş.


2015

Babam hala tayinlere doymuyor, vaiz olarak Samsun/Vezirköprü diye bir yere tayini çıktı. Artık büyümüştüm ve kalıp gitmek benim elimdeydi ama beni oraya tutan pek bir şey yoktu. Samsuna taşındık, zaten Samsunlu olduğumuz için akrabalarımız buradalar. Artık memleketimize gelmiştik. 

Üniversite sınavlarını kazandım ve tercihimi Bülent Ecevit Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık bölümünden yaptım. Şükür bu sene oradan da mezun olduk. Sorarsanız ne öğrendin diye elle tutulur bir şey göremiyorum. Bu saatten sonra iş başa düşüyor, kendimi geliştirmeliyim. Tabi ki arkadaş grubumu da es geçemem, kıyak çocuklar. Halihazırda yedek subay olarak askerliğimi de bitirmiş bulunuyorum. Askeriyede devam etmek istemedim çünkü işin zorluğundan ziyade yaşam tarzıma uyan bir meslek değil. Koskoca albaylar bile hala aileleri ile sorun yaşıyorlar. Aile için düzen şart, bu noktada ileride tatmin olamayacağımın farkına vardım ve bu şekilde aklımda bitirdim. Şuan ki süreçte özel bir eğitim kurumunda öğretmenlik yapıyorum ve KPSS çalışıyorum. Sanırım artık hayatın zor kısmı başlıyor. Okuyanlara çok teşekkür ediyorum. Sürçülisan ettiysem affola.


2019